Dün Emre'ye yemek sözü verince sabah ilk işim internetten malzeme listesine bakıp alışverişe çıkmak oldu. Yemeği yapmak o kadar uzun sürmez kafasıyla evi bir silip süpüreyim dedim önce, sonra baktım böyle olmuyor her yeri sildim süpürdüm hatta çamaşırları yıkayıp astım bile. Uzun zaman olmuştu bu şekilde boş bir evi kimse karışıp etmeden temizlediğim. Diğer çocukların odasını sadece havalandırıp süpürsem de Emre'nin odasını baya elden geçirdim ve şunu söyleyebilirim ki Batu ne kadar her şeyiyle topluysa da Emre gizli dağınık biri! Çocuğun odasında sağda solda bir şey bulamazsın ama dolabı korkunç. Hayır yani kirli sepeti var bu çocuğun odasında o niye hala ısrarla dolabının bir köşesinde biriktiriyor çıkardığı giysileri anlamış değilim. Neyse özeline fazla girmeden hallettim en azından o işi.
Akşamüstü bütün evi bitirip yemeğe başladım ve şunu söyleyebilirim karnıyarık kolay bir yemekmiş... Yani en azından benim kafamda büyüttüğüm kadar değilmiş. Yemeğin ilk aşamasındaki salça, soğan, kıyma karışımını kavurma olayı öldürdü ama beni. O nasıl ağır bir kokudur öyle! Tavayı 2-3 karıştırıyorum sonra mutfaktan çıkıp temiz hava alıyorum derken öğürmekten bir hal oldum. Umuyorum Batu'yla o özlediklerini söyledikleri rakı balığı ben varken yapmazlar ya da en azından balığı ben yapmam yoksa düşünemiyorum bile ne hale geleceğimi. Hoş Batu varken ben balığa dokunmam ama olsun korkularım arasında bu da var, yok değil. İnternetten karnıyarığın yanına neler yapabileceğime bakıp şehriyeli pilav ve cacık konbinasyonunu da yapıp "yeteerrr! Bittim ben, halim kalmadı" diye yakınmalara geçtim hemen tabi. Sonra Batu'ya da çıkar çıkmaz Emre'ye gelmesini söylediğim bir mesaj atıp kendimi insana çevirdim.
Emre eve girer girmez "anne evi kokuyor burası, kız sen ne yaptın böyle" diyerek egomu çok güzel bir kıvama getirdi. Daha sonra zaten oturduk Batu'nun gelmesini bekledik. O da geldikten sonra önce güzel güzel övgüler sıraladılar daha sonra başıma Gordon Ramsay kesildiler! Yok tuzu azmış yok pilav diriymiş yok cacık çok sıvıymış falan filan. Karnıyarığın tadına bakamadığım için tuz ayarını yapamamış olmam doğal bence ama çok tuzlu olmasından iyidir az tuzlu olması... Pilavsa... Ben asla pilav yapmayı beceremedim. Denedim ama olmadı bir de Emre'nin pirinci yerli pirinç su çek çek yine de pişmedi onda benim suçum yok. Cacığı zaten kendime yaptım ve öyle seviyorum diye sıvı yani eleştiri aldım ama hiçbirine karşı cevap vermeden yemeğime döndüm. Bence oldukça başarılı ve verimli bir gündü benim için.
Sofrada Emre "tamam olmuşsun sen, alırım ben seni merak etme" dedi hemen arkasından da "hadi yine iyisin evde kalmadın" demeyi de eksik etmedi tabi canım benim. Batu da arka çıktı hatta "al al bak eli iyi iş görüyor mis gibi olmuş ev" diyerek. Cha'ya soran yok tabi Emre beni alıyor da ben onu almayı kabul ediyor muyum diye. Cha kim ki ona sorulsun dimi?